featured
  1. Haberler
  2. Dergi
  3. Anne Babamıza Karşı Adabımız

Anne Babamıza Karşı Adabımız

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bismillahrrahmanirrahim

Bu bölümümüzde anne babamıza karşı nasıl bir adaba sahip olmalıyız, onlara karşı muamelemizin nasıl olması gerekir? Bundan bahsetmek istiyorum. Niçin anne baba? Çünkü Rabbimiz kitabında birçok yerde kendisine karşı yapılması gerekenleri bildirdikten hemen sonra anne babayı zikrediyor.

Mesela Rabbimiz dedi ki:

“İnsana, anne babasına karşı (iyilikle muamelede bulunmasını) tavsiye ettik. Annesi onu zorluklar içerisinde taşır ve (sütten) kesilmesi de iki yıl içindedir. Bana ve ebeveynine şükret. Dönüş banadır.” (Lokman/14)

Rabbimiz kendisine şükürden hemen sonra anne babaya şükrü hatırlattı. Niçin anne babaya şükür? Çünkü o kadın güçlükler içerisinde seni karnında taşıdı. Çünkü o kadın kendi sütünden seni emzirdi. Çünkü o kadın sen yatasın diye kendisi geceleri uyumadı. Çünkü o kadın senin karnını doyurmadan yemek yemedi. Hatta çoğu zaman aç kaldı. Sen hastalandığında senden daha fazla acıyı annen ve baban çekti. İşte bunlardan ve daha fazlasından dolayı anne babanıza şükredin. Ayetin sonunda ise tehdit gibi bir ifade var;

“Artık yaptıklarınızla ve yapmadıklarınızla bir gün bize döneceksiniz.” (Lokman/14)

Bir başka ayette Rabbimiz anne ve babamıza karşı muamelelerimiz için şöyle dedi:

“Rabbin, kendisinden başkasına ibadet etmemeniz ve anne babaya iyilik etmenizin (gerekliliğine) hükmetti. Onlardan biri ya da her ikisi senin yanında yaşlanırsa, onlara “öf” bile deme! Onları azarlama ve onlara değerli bir söz söyle.” (İsra/23)

Bu ve bunun gibi ayetler gerçekten dehşet vericidir. Rabbimiz bu ayetlerin girişinde en önemli mesele olan tevhide vurgular yapıyor. İnsanların uğruna yaratıldığı asıl sebebi zikrediyor.

Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksin. Duanı Allah’tan başkasına yapmayacaksın. Namazınız, orucunuz, haccınız, zekâtınız hepsi benim içindir. Kurbanlarınız, adaklarınız hepsi benim içindir dedikten sonra anne babaya iyiliği hatırlatıyor. Vallahi bu ayetten anladık ki bu mesele, anne babaya iyilik İslamda ki en öncelikli meselelerdendir. Onlarla iyi geçinelim. Onları koruyalım. Onlara rahmet kanatlarımızı gerelim. Onlara güzel söz söyleyelim.

Bir sonraki ayette yine Rabbimiz dedi ki:

“Merhamet duygusuyla onlara karşı mütevazı ol. (Onları sevgi ve merhamet kanatlarının altına al) ve de ki: “Rabbim! Beni büyütüp yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et.” (İsra/24)

Annemiz ve babamız şu an hayattaysa vallahi büyük bir nimet içerisindeyiz. Şayet onlardan biri dahi yaşıyorsa, bu sizler için büyük bir fırsattır. Çünkü anne ve baba cennetin iki kapısıdır. Onlar, sizin cennete girebilmeniz için iki büyük vesiledir. Ama onlardan birini kaybettiyseniz inanın cennetin bir kapısından mahrum olmuşsunuzdur. Ama ikisi de hayattaysa kıymetini bilin. Onların rızasını kazanmaya çalışın. Onların rızasını kazanan ve Rabbine şirk koşmayanlar için anne babanın rızasından ötürü cennetin iki kapısı açık olacaktır.

İmam Müslim’in rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah (sav) dedi ki:

“Yazıklar olsun! Yazıklar olsun! Yazıklar olsun! Sahabeler sordu; Ey Alllah’ın Rasulü, kimin için böyle söylüyorsunuz deyince, Rasulullah dedi ki: Anne babasına veya onlardan birinin yaşlılık dönemine yetişipte cennete giremeyen kimseye.”

Niçin Rasulullah (sav) o kişi perişan olsun dedi? Çünkü anne babanın rızasını kazanmak Allah’ın rızasını kazanmaktır. Çünkü anne babanın rızasını alıp cennete girmek b u kadar kolayken buna rağmen bağışlanmayan, cennete giremeyenlerin burnu yerde sürtünsün, onlara yazıklar olsun dedi.

Kıymetli kardeşim! İnan, anne babanın rızasını kazanmak kolaydır. Çünkü onlar evlatlarına kızamazlar. Çünkü onlar evlatlarına karşı büyük bir rahmet ve şefkat hissederler. Dolayısıyla onların rızasını kazanmalıyız. Onların rızasını kazananlar Allah’ın rızasını kazanmışlardır. Onları öfkelendirenler, Allah’ı öfkelendirmiş olurlar.

Rasulullah (sav) dedi ki:

“Allah’ın rızası, anne-babanın rızasındadır. Allah’ın öfkesi, anne-babanın öfkesindedir.” (Tirmizi)

Hal böyleyken anne babasını karşılarına alan kardeşler düşünmeliler. Yanlışlarını görüp bir an önce yanlışlarından dönmelidirler. Şayet bizi Allah’ın dininden alıkoymaya çalışıyorlarsa onlara itaat yoktur. Ama bunun dışında onlarla ilişkilerimiz güzel olmalıdır.

Bazı kardeşlerimizi duyuyoruz. Kardeş, evde anne babasına karşı çok sert. Hatta bazı kardeşlerimiz yaptıkları bu sertlikle davet yaptıklarına inanıyorlar. Ama davetlerinde başarılı olamadıkları gibi, anne babalarını da iyice tevhidden soğutuyorlar. Oysa davette de asıl olan yumuşaklıktır. Anne babalarımızla ilişkilerimizde de asıl olan yumuşak olmaktır. Yumuşaklık, rahmet hangi işte varsa, muhakkak orada bereket olur.

İmam Buhari’nin el-EdebülMüfred’de zikrettiği bir rivayette, Rasulullah (sav) sahabeye sordu:

“Zina, içki içmek ve hırsızlık hakkında ne düşünüyorsunuz?”

Sahabe her zaman olduğu gibi güzel bir adapla; Allah ve Rasulü daha iyi bilir. Allah Rasulü dedi ki:

“Bunlar kötü şeylerdir ve cezaları vardır. Size en büyük günahlar hakkında haber vereyim. Allah’a şirk koşmak, anne babaya karşı gelmek, yalan konuşmak ve yalancı şahitlik yapmaktır.”

İbni Mesud bir gün Rasulullah’ın yanına geldi ve dedi ki:

“Ey Allah’ın Rasulü. Allah’a karşı en sevimli amel hangisidir?”

Rasulullah (sav) dedi ki:

“Vaktinde kılınan namaz, anne babaya iyilikle davranmak, Allah yolunda cihat etmektir.” (Buhari-Müslim)

Anne babaya iyilik için ise sahabeden İbni Abbas dedi ki;

“Anne babası hayatta olan bir müslüman, karşılığını Allah’tan bekleyerek onlara iyilikte bulunursa, Allah ona cennetten iki kapı açar. Birine iyilik yaparsa bir kapı açar. Şayet onlardan birini öfkelendirirse, o kendisinden razı oluncaya kadar Allah ondan razı olmaz.”

Kıymetli kardeşim! Hiç şüphesiz anne babaya iyilik çeşit çeşittir. Onlara iyi davranmak, kötü söz söylememek, ihtiyaçlarını karşılamak, rahmet kanatlarını germek gibi birçok şey yapabiliriz. Ama ben size onlara yapabileceğiniz en büyük hayırdan, iyilikten bahsetmek istiyorum.

Bugün içimizden birçoğunun anne-babası ya da bir tanesi hidayet üzere değil. Dolayısıyla onlara yapacağımız en büyük iyilik İslamı-Tevhidi en güzel şekilde onlara anlatmakla olur.

Bu daveti onlara bıkmadan, usanmadan, sabah akşam götürelim. Yumuşaklılık ve rahmetle. Ne yazık ki bu konuda çok bir çaba sarf etmiyoruz. Onlara davet yapmıyoruz. Ya da yapmış olduğumuz daveti de güzel bir şekilde yapmıyoruz. Ama düşünün, onlardan birini kaybettiğinizde sahip olacağınız pişmanlık derin bir pişmanlık olacak ve çok üzüleceksiniz.

Keşke daha fazla anlatsaydım. Keşke yalvarsaydım, kapısından ayrılmasaydım diyerek çok üzülürsünüz. Yıllar önce bir yakınım vefat etti. Çok sevdiğim biriydi. İnanın bu duyguyu yaşayanlar bilir, insan kahroluyor gerçekten. O, tevhidi bir hayat yaşamadı. Yaşadığım pişmanlık ve üzüntü çok derindi. Ona çok davet yapamadım. Bugün onun için istiğfar talebinde bulunamıyorum. Bugün çok istememe rağmen onun mezarı başında duramıyorum.

Çünkü Allah (Azze ve Celle) dedi ki:

“Alevli ateşin ehli oldukları netleştikten sonra, akraba dahi olsalar, Nebi’nin ve müminlerin müşrikler için (Allah’tan) bağışlanma talep etmeleri söz konusu olamaz.” (Tevbe/113)

Böyle bir durumu yaşamamak için anne babalarınız hayattaysa onlara yapacağınız en büyük iyilik, onlara davet yapmanızdır. Onların rızasını da kazanın sizin için cennete girmeye vesile olsun. Onların duasını alın.

Çünkü Rasulullah (sav) dedi ki.

“Anne-babanın çocukları için yapmış olduğu dua kabul edilir.” (İmam Ahmed)

Kıymetli kardeşim! İslam, özellikle anneye apayrı bir değer atfetmiştir. Sahabe; ‘Ey Allah’ın Rasulü kime iyilik yapayım’ diye sorduğunda Peygamberimiz 3 defa anne dedi. Allah (Azze ve Celle)’nin anne ve babaya iyiliği emretmiş olduğu ayetlerde genellikle anneden bahsetmiştir.

“İnsana, anne babasına karşı (iyilikle muamelede bulunmasını) tavsiye ettik. Annesi onu zorluklar içerisinde taşır ve (sütten) kesilmesi de iki yıl içindedir. Bana ve ebeveynine şükret. Dönüş banadır.” (Lokmân, 14)

Bunun asıl sebebi annenin çocuğuna gösterdiği fedakarlık için. Anne çocuğunu önce karnında taşıdı sonra kollarında, çocuk büyümüş olmasına rağmen onu ve onun dertlerini, sıkıntılarını kimi zaman kalbinde, kimi zaman sırtında taşımaya devam etmektedir. Bu yüzdendir ki onun hakkı ödenmez.

Aişe (ra) anlattı;

“Hac mevsiminde annesini sırtına almış ve onu Kabe’ye kadar getirmiş, sırtında hac yaptırmış bir adamı gördüm. Rasulullah’a sordum. Bu adam annesinin hakkını ödemiş midir? Rasulullah (sav) bana döndü ve dedi ki;

“O, yapmış olduğu bu amelle, daha annesinin karnındayken annesinin çekmiş olduğu bir sancının dahi hakkını ödeyememiştir.”

Kıymetli kardeşim! Babanın yeri de islam da apayrıdır. Babanın çocuklar üzerinde pek çok hakkı vardır. Dolayısıyla evlatların hemen anneden sonra en fazla babalarına karşı güzel bir adap sahibi olmaları gerekir. Ama ne yazık ki bu konuda, babalara adap meselelerinde de bizler yanlış yapıyoruz. Dışarıda başka adamlara gösterdiğimiz ilgi alakayı babamıza göstermiyoruz. Aslında sanki çocuklarda şöyle bir rahatlık oluyor. Babam ve annem zaten beni atamazlar, bırakamazlar. Gençlerimiz anne babalarının bu yönlerini kullanmaya çalışıyorlar. Ne yazık ki kıymetlerini bilmiyorlar.

Baba özel biridir. Anneye göre daha resmi ve otoriterdir. Baba öncüdür, baba liderdir, baba gizli kahramandır. Baba evlat için cennetin diğer kapısıdır. Baba o kadar özeldir ki, İslam dini babanın arkadaşına dahi iyilik yapmayı tavsiye etmiştir.

Rasulullah (sav) dedi ki:

“İyiliklerin en güzel olanlarından bir tanesi, kişinin babasının dostlarıyla ilişkisini sürdürmesidir. Onlara ikram ve ihsanda bulunmasıdır.” (Müslim)

Bunun asıl sebebi annenin çocuğuna gösterdiği fedakarlık için. Anne çocuğunu önce karnında taşıdı sonra kollarında, çocuk büyümüş olmasına rağmen onu ve onun dertlerini, sıkıntılarını kimi zaman kalbinde, kimi zaman sırtında taşımaya devam etmektedir. Bu yüzdendir ki onun hakkı ödenmez.

Aişe (ra) anlattı;

“Hac mevsiminde annesini sırtına almış ve onu Kabe’ye kadar getirmiş, sırtında hac yaptırmış bir adamı gördüm. Rasulullah’a sordum. Bu adam annesinin hakkını ödemiş midir? Rasulullah (sav) bana döndü ve dedi ki;

“O, yapmış olduğu bu amelle, daha annesinin karnındayken annesinin çekmiş olduğu bir sancının dahi hakkını ödeyememiştir.”

Kıymetli kardeşim! Babanın yeri de islam da apayrıdır. Babanın çocuklar üzerinde pek çok hakkı vardır. Dolayısıyla evlatların hemen anneden sonra en fazla babalarına karşı güzel bir adap sahibi olmaları gerekir. Ama ne yazık ki bu konuda, babalara adap meselelerinde de bizler yanlış yapıyoruz. Dışarıda başka adamlara gösterdiğimiz ilgi alakayı babamıza göstermiyoruz. Aslında sanki çocuklarda şöyle bir rahatlık oluyor. Babam ve annem zaten beni atamazlar, bırakamazlar. Gençlerimiz anne babalarının bu yönlerini kullanmaya çalışıyorlar. Ne yazık ki kıymetlerini bilmiyorlar.

Baba özel biridir. Anneye göre daha resmi ve otoriterdir. Baba öncüdür, baba liderdir, baba gizli kahramandır. Baba evlat için cennetin diğer kapısıdır. Baba o kadar özeldir ki, İslam dini babanın arkadaşına dahi iyilik yapmayı tavsiye etmiştir.

Rasulullah (sav) dedi ki:

“İyiliklerin en güzel olanlarından bir tanesi, kişinin babasının dostlarıyla ilişkisini sürdürmesidir. Onlara ikram ve ihsanda bulunmasıdır.” (Müslim)

İslam dininde babaya verilen değer o kadar önemli ki babaya iyilik yapılmasını emrettiği gibi babanın arkadaşlarına dahi iyilik yapılmasını ikramda bulunulmasını onlara saygı göstermesini bizlere nasihat olarak öğretmiştir.

Bir defasında İbni Ömer Mekke’ye gitmek üzere yola çıktı yolculuğun sırasında bir bedeviye rastladı, O,’na;

-“Sen falan oğlu falan değil misin” diye sordu.
Adam evet deyince, bineğini ona verdi ve;
-“Buna bin” dedi, sarığını da ona uzatarak,
-“Onu da başına sar” dedi.
Yanında bulunan arkadaşları İbni Ömer’e;
Allah (Azze ve Celle) seni bağışlasın, üzerinde dinlendiğin eşek ile başına sardığın sarığı şu bedeviye niye verdin deyince, İbni Ömer;

Bu adam babam Ömer’in dostuydu. Ben Resulullah (sas)’in “Babalarımızın arkadaşlarını koruyun, onlara iyi davranın, onlarla bağınızı koparmayın, onlarla muameleniz iyi olsun, şayet siz böyle yapmazsanız Allah (Azze ve Celle) sizden nurunu alır” dediğini duydum, demiştir. (Müslim Birr 11-13)

Allah (Azze ve Celle) bizlere hayırlı evlatlar kılsın.
Allah (Azze ve Celle) bizleri hayırlı anne babalardan kılsın.
Allah (Azze ve Celle) bizleri anne ve babasının kendisinden razı olduğu evlatlardan kılsın.

Allahümme Amin..

Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle, Allah’a emanet olunuz.

Asrı Saadet Dergisi 4. Sayı 2025
Muhammed Ceyhan

Anne Babamıza Karşı Adabımız
Yorum Yap
Giriş Yap

Asri Saadet Dergisi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!